16 Şubat 2010 Salı

Muhlama

   Bugünlerde üzüldüğüm bir haberin etkisiyle pek yazı yazmak, tarif eklemek isteğim yoktu. Ama Jibek ablamın benden istediği muhlamayı ona hediye olarak yapıp koymak istedim. Onun için dua edelim arkadaşlar, Allah sıkıntılarını gidersin inşallah.. Aslıhan (Urfa Tutkunu) da muhlama tarifi istemişti, bu tarif her iki dostumuz ve muhlamayı merak eden herkes için olsun.
   Muhlama, genelde Trabzon'un meşhur "kolot peyniri" ile yapılan, ana malzemeleri peynir ve mısır unu olan bir yemek. İçerisine yine Trabzon'un köy peyniri dediğimiz lora benzeyen ama tuzlu ve lordan biraz daha su miktarı az olan peynirden de koyulur. Ben kaşar ve kolot peynirini karışık olarak kullanmayı tercih ediyorum, evde kolot peyniri olmadığı zaman sadece kaşar ile yapıyorum öyle de çok güzel oluyor. Babaannemin yoğurt ve kaymak koyduğunu da görmüştüm. Bu şekilde daha sulu bir kıvam elde edilir. Peynirin uzamasını istiyorsak su oranı çok fazla olmamalı, ama hafif sulu muhlama da çok sevilerek yenir. Kolot peynirimiz ve kesilmiş hali:
  
   Muhlamayı biz genelde kahvaltılarda yemeyi severiz. Ramazan'da sahurlarda da tok tutucu özelliğiyle güzel bir alternatif oluyor. Misafir ağırlandığında önden sıcak olarak küçük bir tavada muhlama servis edildiği de olur. Aslında bakır tavada yapıp çekmek istiyordum ama o an teflon uygundu onu kullandım. Size bakır kapta pişirmenizi öneririm. Bu şekilde dibi de hafif tutarak güzel bir kızarmış peynir katmanı oluşturuyor. Küçükken alüminyum tavalarda muhlama yapıp kaşıklarla dibini kazımak için yarışırdık. Muhlamanın en sevilen yeri "dibi"ydi bizim için, kim en çok kazıyabilirse o götürürdü güzel yeri :) Teknolojinin hayatımızdan aldığı soba üstü kestaneler gibi muhlama zevkimiz de teflonun azizliğine uğradı. Alüminyumun zararlarını öğrendik zamanla gerçi ama bakır tavaların sadece nostaljik nesneler olarak kalmak zorunda bırakılması bence teflon üreticilerinin bir stratejisi ve kapitalizmin dayatması. (-Bu aralar Bülent Akyürek okuyorum, sanırım biraz onun gibi düşünmeye başladım :), okumamış olanlara tavsiye ederim. Ancak dikkat, sert dili ve alışılmamış ifadeleri çarpabilir, bünyeye ağır gelebilir:)~~elimdeki kitabı "İçinizdeki Öküze Oha Deyin!", yandaki kitapyurdu linklerinden sipariş edebilirsiniz:)~~-)
   Bunca laftan sonra gelelim tarifimize. Uzungöl'deki muhlamaya her gidişimde hayran kalsam da henüz onların sırrını çözebilmiş değilim. Sanıyorum ki onlar peynirlerini özel olarak yaptırıyorlar ya da değişik bir pişirme şekilleri olmalı. Klasik muhlama tarifi herkesçe bilinir ama ben zamanla deneye deneye Uzungöl muhlamasına yakın bir muhlama elde etmeyi başardım. Babaannem ve babamdan 10 üzerinden 11 alan muhlamamızı her zaman göz kararı yapıyordum ancak bu sefer ölçmeye çalıştım. En büyük boy tavaya göre yaptım, siz yarı yarıya azaltarak yapın. İşte tarifimiz:
-1 tabak küçük küçük doğranmış kolot veya kaşar peyniri (ben 1 avuç kaşar ekledim)
-6 tepeleme yemek kaşığı mısır unu (mısır unumuzu da babaannem hazırlıyor, saf mısır unu değil, mısır, "ballı fasulye" dedikleri bir çeşit soya fasulyesi olduğunu tahmin ettiğim tahılla birlikte öğütülüyor)
-2 tepeleme yemek kaşığı tereyağı
-tuz
-yeteri kadar kaynar su
Hazırlanışı:
-Tereyağını eritin ve hafif kızdırın. Mısır ununu ekleyerek bir süre kavurun. Tüm mısır unu tereyağını emmeli ve topak olmamalıdır, kaşıkla un topaklarını ezerek karıştırın.
-2 dakika kadar mısır ununu kavurduktan sonra kaynar suyu azar azar ekleyin. Mısır unu suyu çektikçe su eklemeye ve karıştırmaya devam edin ve bir süre bu şekilde pişirin. Sulu bir kıvamda iken peyniri ekleyin. Peyniri eklemenizle de muhlama bir miktar yoğunlaşacaktır o yüzden hafif sulu iken peyniri ekliyoruz. Peyniri ekledikten sonra hızlı hareketlerle dairesel olarak karıştırıp peynirin erimesini sağlayın ve ocaktan alın. Muhallebimsi bir kıvamda olmalı, sulu olursa durdukça suyunu çekecektir onun için önemli değil ama susuz olmamasına dikkat edin sonra çok katılaşır.

Bir kapta mısır unu ve peynir karışımının üzerine kaynar su ekleyip sonra tavada pişirilerek yapılan bir şekli de var. Ancak ben mısır ununun kavrulmasıyla çıkan o kokuyu ve kavrulmuş mısır unuyla yapılan tadı daha çok seviyorum. Ya da mısır unu kavrulduktan sonra suyu eklemeden peynir eklenebilir. Siz de zamanla deneme yaparak sevdiğiniz şekle ulaşabilirsiniz.

Muhlamamızı sıcak sıcak sofraya koyup ekmek banarak yiyoruz, kaşık kullanmak yok :)
Deneyeceklere afiyet olsun..

(Parmak kardeşimindir :) )

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails