14 Kasım 2009 Cumartesi

Astım-Allerji ve Gıda Katkı Maddeleri


 Cuma günkü farmakoterapi sınavıma çalışırken çok önemli bir şey dikkatimi çekti. Astım ve KOAH konu başlığı altında astım tetikleyicileri listesi vardı. (Ayrı olarak bu konuyla ilgili lütfen Astımlıların Dikkatine konusuna göz atın.) Bu listede birçok etkenin yanında "Gıda katkı maddeleri" de yer alıyordu, ve beynimde bir kıvılcım çaktı. Doğru ya, dedim kendi kendime. Allerjik bir hastalık olan astım, gıdalarda doğal olarak bulunan ve sonradan eklenen allerjen özellikteki maddelerle de tetiklenebilirdi. Bunun üzerine astım ve benim özel ilgi alanım olan katkı maddeleri ile ilgili bir yazı yazma ihtiyacı ortaya çıktı.
  Bazı basit yapılı kimyasal maddeler aslında allerji etkili olmadıkları halde vücut içindeki bir taşıyıcı proteine bağlandıkları zaman antijen-allerjik özellik kazanırlar ve kendilerine karşı vücudun antikor üretme-savunma mekanizmasını harekete geçirirler. Bu maddelere karşı gelişen reaksiyonlar astım, ürtiker(kurdeşen), rinit(saman nezlesi) tarzında olabilir. Bu özellik her insanda aynı şekilde harekete geçmez ve dolayısıyla bir kişinin örneğin yumurtaya allerjisi varken diğeri hiçbir rahatsızlık duymadan bu gıdayı tüketebilir. Ancak allerjisi olan insanların hassasiyetleri olan gıdaları tüketmeleri veya başka şekillerde bu allerjene maruz kalmaları çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Örneğin astım hastalarında astım ataklarının tetiklenmesi gibi.
  Evet gıda katkı maddeleri gıdalara çok küçük oranlarda katılıyor olabilirler ve bu, insanlara astım krizini tetikleyebilecek kadar önemsenecek bir düzey gibi gelmeyebilir. Ancak bisküvi, kek, dondurma, cips, çikolata, puding, salam, sosis... gibi hazır tüketilen yüzlerce maddeyi bir düşünün. Aslında ne kadar çok tüketiyormuşuz değil mi? Ve katkı maddeleriyle ilgili ilk yazımda geçtiği gibi, kişi başına bu miktar yılda 5-6 kilogramı buluyor. Dehşet bir rakam bu bence. Üstelik çok büyük çoğunluğu hiç bir gıda değeri taşımayan ve bir kısmı zararlı olmasa da büyük bir kısmı özellikle hassasiyeti olan insanlar, üreme çağındaki genç erkek ve kadınlar, gebeler ve gelişme çağındaki çocuklar için, yüksek miktarda tüketildiğinde oldukça tehlikeli olabilecek maddeler. Belki en ummadığımız yerde bile kullanılıyorlar, nereye kaçsak bizi yakalıyorlar ama en azından bu korkunç miktarı aşağıya çekmeye çalışabiliriz. Özellikle de astım gibi allerjik rahatsızlıkları olanlar bu konuda sağlıkları için daha duyarlı olmalılar. Kimin aklına gelir afiyetle yediğimiz bir bisküvinin astım krizimizi tetikleyeceği değil mi.. Ancak gerçek bu ve korunmak da bizim elimizde. İşte size başucu kitabım olan Gıdalar ve Katkı Maddeleri'nden (Prof. Dr. Hasan Doğruyol,Nobel Tıp Kitabevi) astım-allerjik rahatsızlıkları olanların uzak durması gereken katkı maddelerinin E kodlu listesi:   (Zaman bulduğumda isimlerini de yazmaya çalışacağım)
  E102   E110   E122   E123   E124   E127   E131
  E132   E153   E154   E155   E210   E211   E212
  E213   E214   E215   E216   E217   E218   E219
  E220   E221   E222   E223   E224   E226   E230
  E231   E232   E233   E239   E249   E250   E251
  E252   E260   E261   E262   E320   E321   E413
  E621   E622   E623
  Ve aynı kitapta hocamızdan uyarılar:
"Azo Boyaları (Tartrazine) ve Azo Boyaları Dışındakiler(Eritrosin); bütün boyar maddeler ürtiker, astım ve genel allerjik reaksiyonlar gibi bozukluklara sebebiyet verirler. Nitrat ve Nitritler (E249-E252); Et ürünlerine katıldıklarında onları pembe-kırmızıya boyayarak daha cazip kılar. Sucuk, salam, sosis gibi ürünlere katılır."
"Astım, allerji ve hiperaktivite belirtileri olan çocuk ve gençler özellikle renklendiriciler, bozulmayı önleyiciler ve sabit tutuculardan uzak tutulmalıdır."
Renklendirici, sabit tutucu gibi katkı madde gruplarını daha sonraki yazılarımda ele almayı düşünüyorum.
Sağlıklı kalın...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails